4 Mart 2018 Pazar

Neden Hepimiz Duygusal İlk Yardım Çalışmalıyız?, Guy Winch, TED Talk 2014

"Aa, canın mı sıkkın? Salla gitsin! İş kafanda bitiyor!".
Bunu ayağı kırık birine söylediğinizi düşünebiliyor musunuz?
"Yürü git ya! Altı üstü bacak!".
Oysa psikolojik yaralanmalar, bedensel yaralanmalardan daha sık başımıza gelir: Reddedilme, yalnızlık veya başarısızlık gibi yaralanmalar...
Peki, zihinsel sağlığımızı korumak için neler biliyoruz?
Örneğin yalnızlık, psikolojimizde derin bir yara açar.
Algılarımızı bozar ve aklımızı karıştırır.
Çevremizdekilerin bizi gerçekte olduğundan daha az önemsediklerini düşündürtür.
Bizi, insanlarla temasa geçmekten korkar hale getirir.
Kalbin dayanılmaz bir şekilde acıyorken kendini reddedilme ve kalp kırıklığı olasılığına neden açasın ki?
Kronik yalnızlık, erken yaşta ölme ihtimaliniizi %14 arttırır.
Yalnızlık yüksek kan basıncına ve kolesterole neden olur.
Bağışıklık sisteminizi baskılar, sizi her türlü rahatsızlık ve hastalığa karşı savunmasuz hale getirir.
Ve eğer yaralandığınızın farkında değilseniz, psikolojik yaraları tedavi edemezsiniz.
Algılarımızı bozan ve bizi yanlış yönlendiren tek şey yalnızlık değildir.
Aslında hepimizin, ne zaman bir düş kırıklığına uğrasak hazırda bekleyen ve tetiklenen bir takım duyguları ve inançları var.
Aklımız ve duygularımız, düşündüğümüz kadar güvenilir arkadaşlar değil.
Daha çok dengesiz bir arkadaşa benziyorlar.
Son derece destekleyici olabilirken aniden sevimsizleşebiliyorlar.
Bir kadın hastam olmuştu.
20 yıllık evlilikten sonra çok çirkin bir boşanma yaşamıştı.
Ve nihayet ilk buluşmasına hazır hale geldi. İnternetten tanıştığı iyi, başarılı ve daha da önemlisi onunla gerçekten ilgileniyor gibi görünen bir adamla şık bir New York restaurantında buluştular.
Buluşmadan 10 dakika sonra adam ayağa kalkıp "senle ilgilenmiyorum" diyor ve gidiyor.
Reddedilmek son derece acı vericidir.
Kadın o kadar incindi ki olduğu yerde kalakaldı.
Tek yapabildiği bir arkadaşını aramak oldu.
Arkadaşı şöyle dedi:
"İyi de ne bekliyordun? Kocaman kalçaların var, söyleyecek ilginç hiçbir şeyin yok, neden yakışıklı, başarılı bir adam senin gibi bir ezikle çıksın?"
Sarsıcı değil mi?
Nasıl bir arkadaş bu kadar acımasız olabilir?
Ama bunları söyleyen bir arkadaş olmadığını söylesem, bu kadar çarpıcı olmazdı.
Bunları kadının kendisi söylüyordu.
Bu hepimizin yaptığı bir şey, özellikle reddedilmenin ardından.
Hepimiz hatalarımızı ve eksiklerimizi, ne istediğimizi, ne yapamadığımızı düşünmeye başlar, kendimize etiketler takarız.
İlginç, özgüvenimiz yara almış durumda. Neden gidip yaraya tuz basıyoruz?
Fiziksel bir yaramız olsa gidip tuz basmayız.
Çünkü duygusal sağlık bilgimizin yetersizliğinden. Psikolojik sağlığımıza öncelik vermediğimizden.
Yapılan onca çalışmadan biliyoruz ki özsaygımız düşükken baskı ve gerilime karşı daha kırılgan oluyor, başarısızlıklar ve reddedilme daha dayanılmaz oluyor ve iyileşmemiz uzuyor.
Üzücü ve olumsuz düşüncelere odaklanıp zamanınızı harcarken kendizini gerçekten önemli bir riske atıyorsunuz: klinik depresyon, alkolizm, yeme bozukluğu ve hatta kalp hastalıkları.
Yüzyıl önce insanlar, kişisel sağlık bilgisi üzerinde çalışmaya başladığından beri yaşam beklentileri %50'nin üzerinde arttı. Birkaç onyıl kadar kısa bir sürede.
İnanıyorum ki hepimiz duygusal sağlık bilgisi üzerinde çalışırsak yaşam kalitemiz de bu kadar çarpıcı şekilde değişecektir.
Daha iyi duygusal sağlığa ulaşmak için özetle:
1- Duygusal acının farkında olun
2- Duygusal kanamayı durdurun
3- Özsaygınızı koruyun
4- Negatif düşüncelerle savaşın
5- Duygusal yaraların etkileri hakkında bilinçlenin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Özgürlüğün Vertigosu, Rollo May

Kişisel özgürlük, daha önce hiç yürümediğimiz yollarda tehlikeye atılmak olduğundan, bu tehlikenin ileride neye benzeyeceğini asla bileme...